BAĞIMSIZLIK

   Hayatınızı gidişine bırakma yeteneğinizi geliştirmek sizin ruhsal
büyümenizi hızlandıracaktır. Hayatınızdaki bir şeyin gitmesine izin
verdiğiniz bir zamanı, bir değişim yaptığınız ve her şeyin
etkisinden daha da iyi bir hale geldiği bir zamanı anımsayın. Ruhsal
büyümede karşılaştığınız zorluklardan biri de, artık size hizmet
etmeyen şeylerin gitmesine izin vermeyi, onları giderek kutsamayı ve
gelen yeniyi kucaklamayı öğrenmektir.
Ruhsal büyümenin ıstıraplı olması gerektiği hakkında bir genel inanç
vardır. Istırabın en büyük nedenlerinden biri bağımsızlıktır. Eskiyi
bırakmaya ve yeniyi kucaklamaya ne kadar kolayca rıza gösterirseniz,
büyümenizde, sevincin payı ıstıraba oranla o kadar büyük olur.
Büyüme değişim yapmayı içerir; yeni beceriler öğrenmeyi ve
hayatınıza yeni formları, tutumları, perspektifleri ve yeni
insanları kabul etmeyi içerir.
Bazı insanlar sahip oldukları şeye asılmak zorunda olduklarını,
çünkü bunların belki de sahip olup olabileceklerinin en iyisi
olduğunu düşünürler. Eğer bir değişiklik yapmayı düşünüyorsanız,
şimdi sahip olduklarınızdan daha da iyisine sahip olduğunuzu hayal
edin. Bu süreç içinden kolayca geçtiğinizi ve sonuçtan mutluluk
duyduğunuzu imgeleyin. Bunun şimdiye kadar başınıza gelmiş en iyi
şey olacağını hayal edin, nedenini hemen şimdi göremeseniz bile.
Hayrınız için olanı yaratabilme yeteneğinize güveneceğiniz
hususlarda karar verin ve sizin için hazır duran harikulade
sürprizleri hevesle bekleyin.
Değişime bir büyük serüven gibi yaklaşın. İnanın ki tüm değişimler
sizin hayrınız içindir, aksi halde onlar olmazdı. Değişimlerle
neşeli, barışçıl yollardan, evrenin sizinle dost olduğuna Yüksek
Benliğiniz'in sizi sevdiğine ve gözetmekte olduğuna güvenerek
başetmesini öğrenebilirsiniz. Eğer gerekli değişikliklerin
yapılmasına kişiliğiniz istekli değilse, bazen gerekli değişikliğin
yapılması yolundaki mizanseni (zemini ve koşulları) Yüksek
Benliğiniz sizin için hazırlayacaktır. Fısıltıları dikkate alarak
harekete geçin, onlar haykırış haline gelmeden önce; iç benliğinizin
size telkin ettiği değişimleri yapın.
Bırakılması en zor bağlılıklardan biri sizin görüş açılarınıza ve
yargılarınıza olan bağlılığınız olabilir. Siz daima yeni ve geniş
şekilde düşünmeniz için bir çağrı, bir meydan okuyuşlu karşı
karışayısınızdır.
Kesin tercih ve görüşlerinize sıkı sıkıya sarılmayın, çünkü onlar
enerjinizin büyük bölümünü alabilecek bağlılıklardır. Derin veya
yüzeysel, önemli ya da önemsiz şeylerde tercihinizin olduğunu
farkedebilirsiniz. Bazen yemeğinizin hazırlanış şekli ya da hergün
işe giderken araba ile geçtiğiniz yol gibi, en ufak konularda bile
tercihiniz olur. Hangi tercihinizin gerçekten hayrınıza hizmet
ettiklerini, hangilerinin ise sizi yeni, yüksek olma yollarından
alıkoyan, incelenmemiş alışkanlıklar olduğunu keşfetmek önemlidir.
Bağlı olduğunuz bir küçük şeyi alın ve bir gün için, ona bağlı
olmadığınızı varsayarak, bağımsızlık egzersizi yapmaya başlayın. Bir
gözlemci olun ve kendinizi gözlemleyin. Hangi alışkanlıklara, hangi
alışılmış programlara bağlısınız? Bu tercihlerinizden vazgeçmek
zorunda değilsiniz, yalnızca onlara bağlı olmaktan kurtulmalısınız.
Onlarla ya da onlarsız mutlu olmayı bir kez öğrendiğinizde, siz
özgürsünüz; onlara kontrolleri altına girmeden, istediğiniz zamanlar
hayatınızda yer verebilirsiniz.
Dünyadaki işinizi etkin bir şekilde yerine getirmek için,
başkalarının hakkınızda ne düşündükleri endişesinden kendinizi uzak
tutmayı öğrenmeye ihtiyacınız olacak. Beğenilmek, takdir edilmek ya
da anlaşılmak gibi konuları kendinize dert etmemeniz önemlidir. Siz
yeni bir bilincin ön saflarındasınız ve fikirlerinizin çoğu yenidir.
Yeni fikirleri takdir edebilmek tekamül etmiş kişilerin harcıdır.
Övgü ya da onaylama ihtiyacından kendinizi sıyırın; başkaları sizin
yapmakta olduklarınızın değerini takdir edebilecek bir farkındalık
içinde olmayabilirler. Bazı kimseler yeni fikirler karşısında
kendilerini tehdit altında hissederler ve kuşkuculuklarını ifade
edebilir ya da işinizi eleştirebilirler. Kendinizi insanların
tepkilerinden ayrı tutmayı ve işinizin değerini kendi iç
duygularınızla ölçmeyi öğrenin.
Kişisel hırsları bırakmak önemlidir. Eğer kendinizi daha yüksek
plana ayarlar ve onu izlerseniz, bütün iyi şeyler size gelecektir.
Kararlarınızı verirken, bir şeyi yapmakla neyi elde edeceğinizi
değil, yaptıklarınızın başkalarına ne kadar yararı olacağını
düşünün. Her ne kadar, hala kişisel güdülerle davranabilseniz de,
başkalarının hayrına da dikkate aldığınızdan emin olmalısınız.
Sizin işinize ilgi ve çekiliş duyan insanların sayısı hakkında
endişeye kapılmayın. Sadece iç rehberliğinizi izleyin ve mümkün olan
en iyi işi yapın. Sizin çalışmanızdan gerçekten yararlanan bir
kişiye ulaşabilmek, yararlanmayan yüz kişiden daha iyidir. Yarar
görmüş bir tek kişi, sizi yarar görmeyen yüz kişiden daha çok
güçlendirecektir.
İşlerin belli bir biçimde sonuçlanmasını sağlama ihtiyacından
kendinizi sıyırın. Evren mükemmeldir ve başarısızlık diye bir şey
yoktur. Siz zaman kaybediyormuş gibi görünebilirsiniz, fakat işte o
zaman daima bir başka şekilde telafi edilir. Kendinize, endişelerden
uzak durmak ve herşeyin mükemmel bir şekilde yürüdüğüne güvenmek
gibi bir armağan verir.
Kimileri bağlı olmayı, tutkuyu sevgi ile karıştırır. Bağsızlık
düşüncesi onları endişelendirir, çünkü sanırlar ki eğer insanlara
bağlılık duymayacak olurlarsa, bu onları sevmedikleri anlamını
taşır. Bağsızlık sevmediğiniz, ilgisiz olmadığınız anlamına gelmez,
o daha yüksek düzeyde bir ilgi ve önemseyiştir. Bu onlara kişilik
benlikleri yerine Yüksek Benlikleri olmalarında yardım etmek
demektir.
Kimileriniz geliştikçe kendinizi daha az şefkatli bulduğunuz için
tasalanırsınız. Başkalarına bakıyorsunuz ve bırakmaya razı olsalar
ya da farklı kararlar verseler, ıstıraplarının süratle son
bulacağını görüyorsunuz. Önceleri belki onlar için üzülürdünüz ve
bunun şefkat olduğunu düşünürdünüz. Şefkat sizin merkezinizde
kalmanız, gözlem yapmanız ve kendinizi başkalarının sorunlarından
duygusal bakımdan uzak tutmanızdır. Bu onların kişiliklerinin
ihtiyacıyla ilgili isteklerine değil, onlar için yapabileceğiniz en
yüksek hizmetin ne olduğuna bakmaktır.
Bağlılık insanlara bakım göstermeli ve onların sorunlarını onlar
adına çözmeyi istemek demektir. Bağsızlık ise size, ne ölçüde yardım
edeceğiniz, insanların sizin yardımınızı ne ölçüde
kullanabilecekleri ve vermeyi ne zaman kesmenin gerektiği hakkında
daha berrak bir perspektif kazandıracaktır. Bazen insanlar için
yapabileceğiniz tek şey sadece onları sevmek ve onları kendi
sorunlarıyla başbaşa bırakmaktır.
İnsanları hatalarından kurtarma ihtiyacı, sizin gelişmenizi
yavaşlatacak bir bağlılıktır. Hayatınızda kendisine acıdığınız ya da
onları kendi yaratmış oldukları sorunlarından çekip kurtarmaya
çalıştığınız insanlar var mı? Siz insanları kurtarmaya
çalıştığınızda, çoğu zaman "kurban" haline dönüşürsünüz, çünkü onlar
kendi sorunlarından dolayı sonunda sizi suçlarlar. Onlar,
desteğinizi çekmeniz ya da sorunlarını çözmemeniz halinde, size
kendinizi suçlu hissettirmeye dahi çalışabilirler. Onlar size
bağımlı hale gelebilirler ve bu bağımlılıklarından ve sizin
yardımınızdan ötürü içerleyebilirler. Sizin "yardımınız"
dostluğunuza bile mal olabilir. Başkalarının sorunlarını çözme
tutkusundan uzak durmanın önemli olduğu zamanlar vardır.
Sizin, başkalarının sorunlarını işitmeme ya da o sorunlara bulaşmama
hakkınız vardır. Tarafsız bir gözlem düzeyini sürdürün; onlara
gerçekten yardım edip etmeyeceğinize, onların bunu isteyip
istemediklerine, hatta yardımınızı kullanıp kullanmayacaklarına
karar verin. Bir kimseye sorununda yardım etmeye karar verirseniz,
bu kararınızı bilinçle vermiş olun.
İnsanlar sizlere sorunlarından söz ettikleri zaman, durun ve bu
sorunla uğraşmak isteyip istemediğinize karar verin. Onları yakından
dinleyin ve sorunlarına çözüm bulmak mı, yoksa sorunun ne kadar
kötü olduğundan yakınmak mı istediklerine karar verin. İnsanlara
yardım etmek için ne kadar vakit ayırmak istediğinize karar verin
ve onların sorunlarına yardım etmek üzere ne kadar zaman, enerji ve
kaynak ayıracağınızı açıkça belirtin.
İnsanlara yardım etmek ya da onları değiştirmek için enerji akıtmaya
başlamadan önce, diğer kişinin gelişimini sağlama, onun takdirini
kazanma ya da onun belli bir şekilde hareket etmesi için uğraşma
yolundaki ihtiyacınızdan kurtulun. Bazen onları değiştirme yolundaki
şiddetli arzunuz, belki de onları geliştirmekten alıkoyan nedenin ta
kendisi olabilir. Siz kendi tutkunuzu giderip onlar hakkında
üzülmeyi bıraktığınızda, onlar gelişmek için daha özgür olacaklar.
Bağımlılıklarınızı bıraktığınız zaman, çok daha fazla neşe ve iç
huzuru bulacaksınız. Dünyanız genişleyecek ve iç huzuru bulacaksınız
ve dolayısıyla yeni fırsatlar da kendini gösterecek. Bağımsızlık
niteliğini geliştirmeniz sizi özgürleştirecek. Başka insanların
sizin hakkınızda ne düşündükleri ya da işlerin belli bir biçimde
gelişmesi gerektiği türünden bağlılıklarınız olmadığından siz,
özgürsünüz. Çevrenizdeki insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, bir
esneklik duygusu içinde olacaksınız. Bağımsızlık, ruhsal üstatlık
yolunda önemli bir tutumdur.